5 Mart 2011 Cumartesi

Sabredenleri Müjdele!


Bazen boğazına yumru gibi birşey saplanıyordu ve gitmiyordu.Bazen de burnunun direği sızlardı ama nedendi tarif edilemezdi.Uzaklardan aniden bir haber gelirdi o an kala kalırdı.Hayal ederdi o an;kuş olup uçmayı ,sevdiklerine kavuşmayı ,dertleşmeyi fakat o sadece rüyalarda olurdu veya sadece hayal dünyasında...Gerçek hayat öylemiydi insana sabrı öğretirdi.Çocukluğunda istediği bir şeyin hemen yapılmasını isterdi ama babası ona hep sabrı tavsiye ederdi.Sonradan Kuran’da hep sabredenlerle ilgili müjdeleri okuyunca kalbi ferahlamıştı.Bazen sadece ve sadece susmak ve beklemek dertlerine ilaç olurdu.Aklına Hz. Meryem’in duası gelirdi.Sevdikleri onu terkettiğinde bir can dostu ona Hz. Meryem gibi hareket et demişti. Üç gün sus,konuşma ve sadece dua et.Kimi zaman candan canandan gelen sözler kalbini ok gibi deler geçerdi.Susardı ve sabrederdi sadece, aslında konuşmayı dertleşmeyi espriyi severdi ama o acımasızca sabrı öğrenmek için imtihandaydı.Yaradan böyle istemişse kul ne yapabilirdiki teslim olmak ne güzeldi.Zor da olsa koşulsuz teslimiyet aslında rahatlıktı ve hep o muhteşem söz aklına gelirdi.’Kaderi tenkit eden başını örse vurur kırar, rahmete itiraz eden rahmetten mahrum kalırdı.’ O hep aldanmayı severdi ve duaları hep o minvaldeydi . Ya Rab bizleri aldatanlardan eyleme!

1 yorum:

Adsız dedi ki...

sen üzülme duam herdaim seninle...