16 Temmuz 2007 Pazartesi

Çalışmak çalışmak çalışmak

Yaklaşık 2 ay önce bir tv programında bir yazarın sözleri beni derinden sarsmıştı.Özetle bilhassa büyükşehirlerde çalışan ortalama 2-3 milyon özellikle beyaz yakalı üniversite mezunu çalışanın köle düzeninde çalıştırıldığı ve onların da herhangi bir tepki vermediğiydi.Kendi şahsi alemimdede bunları yaşadığım için bu cümle çok sarsıcı gelmişti.Evet çok acımasız şartlarda tabiri caizse bir akvaryum içinde çalıştırılıp 500 sene önceki köleler gibi sömürülüyorduk.Sabah otomatik olarak robotlar gibi servislere bindirilip akşama kadar o meşhur amerikan tarzı ofislerde hijyen addedilen yemekhanelerde ve klimalı ortamda sözümona modernlik adına günümüzün toplam 12-13 saatini çalıyorlardı.Ve 11.5 ay boyunca 2 hafta güneye inip oda 2 hafta izin alabilirse bir otelde 2kmlik kumsalda tatil hayaliyle yaşamak.Ne acımasız bir şeydi bu.Muhtemelen 500 sene önceki insanlara bu çalışma temposu ve hayattan kopuk bir yaşam gösterilse idi muhtemelen köleliğin değişik versiyonu olarak düşüneceklerdi.Gün boyunca sadece ve sadece alışveriş ve tüketim düşünüp daha sonra da hayatını cuma akşamına endekslemek özgürlük olmasa gerek.Günümüz modern insanının içine düşmüş olduğu acınacak hal herkese ibret olmalı ama görebilene tabiki.Aslında eğer sinemacı olsaydım tek bir film çekmek isterdim.Büyükşehirde çalışan bir beyaz yakalının 24 saatini mercek altına alıp ama tüm o şatafatlı meslek gruplarından olacak daha sonra bu meslekleri kazanabilmek için senelerce sınav maratonundan geçip en güzel zamanları saçma sapan geçiren gençliğe göstermek isterdim.On sene sonra böylemi olmak istersin diye.Muhtemelen onlar yine bildiklerini okuyacaklardı ama belki bu uyarıyı dikkate alanda çıkardı.Hangi eğitimli insanla konuşsam hep basit meslekleri yapan insanlara karşı bir iç geçirme var.Demekki bir yerlerde bir yanlışlık var diye düşünmeden edemiyor insan.Umarım Türkiyedeki bu tapınma derecesindeki üniversite okuma çılgınlığından en kısa zamanda kurtuluruz

Hiç yorum yok: