Pattaya…
Bangkok havaalanından Pattaya’ya gidecek otobüs arıyorum ve bileti satan bayan şanslı olduğumu ve son bileti bana verdiğini söylüyor.Aksi takdirde 2 saat daha beklemek zorunda kalacakmışım. Bu arada şehre gelirken yol boyunca İngiliz okulları dikkatimi çekiyor.Yan koltukta oturan Avustralyalı yol arkadaşımda o okullardan birinde öğretmenlik yapıyormuş.2008 krizinde BBC ‘de çalışırken işini kaybetmiş ve her İngiliz vatandaşın yaptığı gibi üçüncü dünya ülkelerinin birine kapağı atıp kendi dillerini öğreten öğretmen olmuş.Yol süresince dünya mutfağından söze girip, dünya krizi ile devam edip , sonunda globalleşmenin zararlarından konuşuyoruz ve 145 km göz açıp kapayıncaya kadar çabuk geçiyor.
Otobüsle 2 saatlik bir yolculuktan sonra Pattaya’ya varıyorum.Zor bela motorsiklet bulup arkasına atlıyorum ve otele varıyorum.Gittiğim akşam otelde verilen yemekte christmas kutlaması olacağını söylüyorlar ve yemekte çocukların yapmış olduğu yerel dans ve şarkılar eşliğinde yemeğimi yiyorum.Fakat oda ne genç bir İngiliz sahne alıyor.Yaşı 17-18lerde ve bu gösterinin fakir çocuklar için oluşturulan organizasyon olduğunu söylüyor ve tipik bir misyonerlik numarasıyla para toplama gayretine girişiyor.Akşam şehir turu atıyorum ama şehir tamamen bitmiş vaziyette.Sefahette gelinen son nokta olduğu gözüküyor.Şehirde her milletten insan var ama hayatımda bu kadar çok Rus turisti bir arada görmemiştim.Gezerken bir Türk restoranına rastlıyorum. Çalışanların sıkıcı konuşmaları sonunda kendimi otele zor atıyorum.Pattaya şehrinin karşısında muhteşem güzellikte adalar mevcut ve rotamda oralar..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder